Cad Nedir konusu özellikle dijital diş hekimliğinden sonra gündeme başlayan konular arasında yer alır. Cad/ cam bilgisayar sistemleri üzerinden diş tasarımının ve üretiminin yapıldığı bir yöntemdir. CAD ‘Bilgisayar Destekli Tasarım’ın kısaltmasıdır. CAM ise ‘Bilgisayar Destekli Üretim’in kısaltmasıdır.
Cad Nedir sorusunun cevabı olarak bilgisayar yöntemiyle dişin tasarlanması olarak açıklanır. Bununla birlikte avantajları da oldukça fazla olduğu için diş hekimleri bu yöntemi oldukça fazla destekler.
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi nedir sorusu aslında çok geniş kapsamlı bir cevaba sahiptir. Bu anabilim dalı içerisinde ağızdaki tüm yumuşak dokular, çene, dişler ve çene ekleminin dış etkenlerden ya da iç etkenlerden ortaya çıkan rahatsızlıkların ya da hastalıkların teşhisi konulur.
Ağız ve diş cerrahisi alanı içerisinde 20 yaş diş çekimi de bulunmaktadır. 20 yaş diş her insanda çıkar. Fakat insanlarda farklı şekillerde ortaya çıkar. Yani bazı kişilerde 20 yaştan çok daha erken çıkarken bazı kişilerde 20 yaşından çok daha sonra ortaya çıkabilir.
Gömülü diş, diş cerrahisi alanında olan terimlerden biridir. Genelde 20’lik diş olarak bilinse de bazı durumlarda normal dişlerde de ağızda gömülü kalma gibi durumlar görülebilir. Diş görünebilir bir yere çıkmadan etin altında kaldıysa bu duruma gömülü diş denir. Gömülü diş bazı durumlarda kişiye herhangi bir zarar vermese de belirli zamanlarda ağrı ya da iltihaplanma olarak görülebilir.
Gülüş tasarımı yapılırken dişlerin oluşturduğu bölgenin estetiği (beyaz estetik) ve dişetlerinin oluşturduğu bölgenin estetiği (pembe estetik) ve diş-dişeti-dudaklar-yüz ölçüleri oranları değerlendirilir. Bu amaçla öncelikle fotoğraf üzerinde dişetlerinin hangi seviyede olması gerektiği, hangi dişlerin tasarıma dahil edileceği yorumlanır. Sonrasında dişlerin diş-dişeti-kemik seviyeleri klinik ve radyografik olarak incelenir. Daha sonra tedavi planı netleştirilir ve hastada kabul ederse uygulanır.
Dudak seviyesi, dişlerin boyları, diş eti seviyesi, diş rengi, diş dizimi, güldüğümüz zaman dudak ve dişlerin uyumu ve gülme hattı gibi faktörlerin tek tek ve birbirleri ile olan uyumu estetik gülüş analizinin yapılmasında çok büyük önem taşır.
Tedavi süresi hastanın diş şikayeti ağız yapısına göre tek gün içerisinde ya da 2-15 gün arasında değişiklik gösterebilir.
Klinikte kullanılan cihazlara göre fiyatı değişmektedir. Ve tabi ki kişinin diş muayenesi sonucu fiyat belirlemesi yapılmaktadır.
Kullanılan maddeye ve kişinin şahsi olarak kullanmasına göre değişmektedir. Örneğin porselen dişlerle her hangi bir kabuklu kuruyemiş kırmazsınız. Direkt olarak porselen dişiniz kırılabilir. Ancak zirkonyum daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken ise kişinin kullanımı dişin ömrünü belirlediğidir.
Her hangi sağlıkla ilgili sorun yoktur. Gayet sağlıklı bir uygulamadır.
Sadece çene problemi olan veya çenesinde doğuştan bir sorun yaşayanlara yapılması doğru olmayabilir.
Diş etleri uyuşmuş olduğu için acısı pek azdır.
Özelikle kişinin özgüvenini sağlar ve mutluluğunu dışarıya yansıtmasını da sağlar.
Implant tedavisinin uygulanması için bireyin kemik gelişiminin tamamlanmış olması gerekir. Kızlarda 16 – 17, erkeklerde ise 18 yaşında kemik gelişimi tamamlandığı için bu yaşlardan önce implant uygulanmaması gerekir.
Kemik yapısı uygun değilse, hastanın kalp rahatsızlığı varsa, hasta kanama ya da pıhtılaşma sorunu yaşıyorsa, kontrol altında olmayan şeker hastalıkları varsa implant uygulanmamalıdır. Hekiminiz ile tedavi seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.
Implant yapılırken lokal anestezi uygulanacağı için ağrı ve sızı duymazsınız. Tedavinizin boyutuna ve tıbbi nedenlere göre bilinçli sedasyon ya da genel anestezi gerekebilir. Operasyon sonunda da hekiminizin önerisiyle ağrı kesici kullanarak iyileşme sürecini atlatabilirsiniz.
Oral Diagnoz ve Radyoloji kliniğinde, vücudun başka bir yerinde bulunan ancak ağız içi dokularında belirti veren diyabet ve Behçet hastalıkları gibi sistemik hastalıkların ve herkes ve aft gibi ağız içi doku hastalıklarının da teşhisi ve tedavisi yapılır.
Ağız muayenesi, intraoral muayene ve röntgen muayenesi ile iyi bir oral tanı konulur. Ağız boşluğu hastalıklarının, özellikle dişler ve çene kemiği gibi sert dokularla ilişkili olanların teşhisinde en önemli yardım, dişlerin radyografisidir.
Diş çürüğü, çürük yapıcı besinlerin (şeker ve karbonhidratlar) alınmasından sonra diş yüzeylerinin yeterince temizlenemediği durumlarda gelişen diş sert doku kaybıdır. Diş çürüğü, hastanın diş yapısının çürüğe karşı direncine göre, farklı sürede meydana gelebilir. Bu süre içinde bakteriler şekerleri parçalayarak asit oluştururlar ve diş sert dokularına zarar verirler. Diş çürüğü çok yüzeyel sınırlanmışsa (minede sınırlı) ve başlangıç aşamasındaysa restore etmeden tedavi edilebilir ancak mineden ilerleyip dentine ulaştıysa restore edilmesi zorunludur.
Porselen kuron yapılmadan önce post-core adı verilen tedavi seçeneği ile aşırı harap olmuş dişlerin kök kanalından destek alınarak mevcut dişin güçlendirilmesi yapılabilir. Bu, kullanılan postun çeşidine göre bazen tek seansta bazen birkaç seansta tamamlanan bir işlemdir.
Porselen laminalar dişlerin ön yüzlerine yapışan çok ince porselen yapılardır. Porselen laminalar ile dişlerin arasındaki boşluklar kapatılabilir, boyları uzatılıp yeniden şekil verilebilir, kırık çatlak, kötü formlu ve ileri derecede renklenmiş dişler güzel bir görünüme kavuşturabilir. Ayrıca diş rengini beğenmeyen kalıcı beyazlık isteyenlerde, gülüşünü beğenmeyen hastalarda gülüş tasarımı amacıyla, antibiyotik nedeni ile renklenmiş dişlerde, hafif çarpık dişlerin düzeltilmesinde, ortodonti tedavisi gerektiren, ileri derecede olmamak kaydıyla çapraşıklıklar birkaç seansta düzeltilebilir.
Karar verildikten sonra dişiniz porselen laminalar için hazırlanır. Dişinizin ön ve kesici yüzeyinden çoğu zaman 1 milimetreden az mine dokusu kaldırılıp, dişinizden ölçü alınır. Bu ölçü yardımı ile dişinize uygun, gülüşünüzü tamamlayacak, neredeyse yaprak kalınlığında, uygun renkte porselen laminalar yapılır ve uygun renkte özel yapıştırıcılar ile dişinize yapıştırılır.
Sedasyon ile diş tedavisi, hastaların diş prosedürleri sırasında rahatlamasına yardımcı olmak için kullanılan ilaç demektir. Tamamen doğru olmasa da bazen “uyku diş hekimliği” olarak da anılır. Genel anestezi altında olanlar dışında hastalar genellikle uyanıktır
Diş hekimliğinde aşağıdaki sedasyon türleri kullanılmaktadır: Solunan minimal sedasyon “Gülme gazı” olarak da bilinen nitröz oksidi, burnunuzun üzerine yerleştirilen bir maske aracılığıyla oksijenle birlikte soluyorsunuz. Gaz rahatlamanıza yardımcı olur. Genel Anestezi uzmanından aldığınız sedasyon miktarını kontrol edebilir ve gaz hızla yıpranma eğilimindedir. İşlemden sonra kendinizi eve götürebileceğiniz tek sedasyon şekli budur. Oral sedasyon Verilen toplam doza bağlı olarak, oral sedasyon minimalden orta dereceye kadar değişebilir. Minimal sedasyon için bir hap almalısınız. Tipik olarak hap, Valium ile aynı ilaç ailesinin bir üyesi olan Halcion’dur ve genellikle işlemden yaklaşık bir saat önce alınır. Hâlâ uyanık olmanıza rağmen hap sizi uykulu hale getirecektir. Orta derecede sedasyon sağlamak için daha büyük bir doz verilebilir. Bu, en yaygın olarak sedasyon diş hekimliği ile ilişkilendirilen anestezi türüdür. Bazı insanlar, orta derecede oral sedasyondan işlem sırasında gerçekten uykuya dalacak kadar sersemleşir. Yine de genellikle hafif bir sallamayla uyandırılabilirler. IV orta derecede sedasyon. Sakinleştirici ilacı bir damardan alırsınız, böylece daha hızlı etki eder. Bu yöntem, diş hekiminin sedasyon seviyesini sürekli olarak ayarlamasına izin verir. Derin sedasyon ve genel anestezi İşlem sırasında sizi neredeyse bilinçsiz veya tamamen bilinçsiz – derin uykuda – yapacak ilaçlar alacaksınız. Genel anestezi altındayken anestezinin etkileri geçene veya ilaçlarla tersine dönene kadar kolayca uyanamazsınız. Hangi tür sedasyon aldığınızdan bağımsız olarak, prosedür herhangi bir rahatsızlığa neden olursa ağrıyı hafifletmek için tipik olarak diş hekiminin ağızda çalıştığı yerde lokal anestezik – uyuşturan bir ilaca ihtiyacınız olacaktır.
Kişinin diş korkuş için sakinleştirilmesi veyahut bir sorun yaşadığında uyutulması amacıyla yapılır. Buradaki esas amaç kişinin kendine zarar vermesini engellemektir. Bazen çevrenizde görmüşsünüzdür, kişi sinir kriz yaşar işe tam bu nokta sedasyon uygulanırsa kişi oldukça sakin olup, gerginliği de üzerinden atacaktır.
Her hangi bir zararı yoktur. Aksine kişiyi rahatlatmaktadır. Çocuklarda dahi uygulanan bu yöntem yetişkinlerde rahatlıkla uygulanmaktadır. Amaç sadece kişinin diş içinse diş acısı hissetmesini engellemektir. Acıyı hissetmeyip birde yaşadığı kaygı ve stres bu yöntemle ortadan kalkmış olacaktır. Sedasyonun en güzel ve önemli faydası ise, hekim için olanıdır. Diş için gidildiğinde diş hekimleri hasta acı duyduğunda zaman kazanmak için diyalog kurmaya ihtiyaç duyar. Durum böyle iken işlem oldukça uzun ve stresli sürer. Oysaki sedasyon uygulamış hastalar acı hissetmediğinden hekimde kendini rahat hisseder ve işlem kısa sürede sonuçlanır. Aynı anda birçok dişi tedavi de edebilir.
Uygulanan ilacın dozajı burada önemlidir. Kişi 30 dakika ya da daha kısa sürede uykuda bırakılabilir. Buradaki amaç yapılacak olan işlemin ne kadar süre olacağı belirlenmesiyle oluşur. Hekim dilerse doz arttırabilir.
Hasta açısından rahat ve güvenli bir ortam yaratır. Korku hissini tamamen ortadan kaldırır. Tedavinin sonunda hiçbir şey hatırlanmaz. Özellikle çocukların belleklerinde derin izler bırakacak psikolojik travmaları engeller. Ağrı eşiğini yükselterek ağrının hissedilmemesini sağlar. İstenmeyen reflekslerin (örn: öğürme refleksi) önlenmesini sağlar. Tüm tedavilerin tek bir seansta bitirilebileceği bir çalışma ortamı sağlar. Diğer anestezik metotlara göre daha hızlı derlenme süresine ve daha düşük riske sahiptir.
Çocuk hastalar, Zihinsel engelli hastalar, İleri derecede diş hekimi korkusu olan hastalar, Lokal anestezi altında oluşabilecek stres ve etkilerini hissetmek istemeyen hastalar, Bulantı refleksi nedeniyle tedavi yaptıramayan hastalar, Tek seansta tüm tedavilerin tamamlanması istenen hastalar (hasta isteğine bağlı olarak), Lokal anestezinin tek başına yeterli olmadığı tedavilerin uygulanacağı hastalar
Tıpta birçok alanda uygulanan sedasyon, şimdilerde diş hekimi kliğine gitme korkusu yaşayanlar içinde uygulamaya başlandı. Oldukça güzel bir uygulama olan bu işlem kişinin acıyı hissetmesini dahi engelliyor diyebiliriz. Diş hekimi korkusu birçok kişide mevcuttur. Özellikle dişçi koltuğunu görünce bayılanlar dahi biliyoruz. Diş hekimleri de bu yöntem oldukça uygu bulmaktadırlar. Çünkü hastanın stresli olması ve korkması diş hekimlerini de strese koymaktadır. Hal böyle olunca da diş hekimi rahat çalışamamaktadır. Sedasyon yöntemi ile bu tip sorular tarih olacak diyebilir. Özellikle diş korkusu olanlar bu yöntemden oldukça menün olduklarını çevrelerine bildirmektedirler.
Genel anestezi sadece ameliyatlarda uygulanır. Hasta tamamen baygındır. Ancak sedasyon işleminde hasta sadece uyku halindedir.
Derin çürükler, bazı restorasyonların gerektiği durumlarda, dişte oluşan kırık veya çatlaklar, travma gibi durumlarda iç kısımdaki pulpa (sinir) dokusuna müdahale edilerek dişin kurtarılmasıdır.
Eğer diş hekiminiz sorunlu bir dişiniz için size kanal tedavisi gerektiğini söylerse bunda endişe edecek hiçbir şey yoktur. Her yıl milyonlarca diş bu şekilde kurtarılmakta, hastalarımızın ağrısı geçmekte ve dişler uzun yıllar sağlıklı bir şekilde ağızda durmaktadır. Bazen hiçbir yakınma olmadan rutin kontrolde ya da aşağıdaki durumlarda kanal tedavisi gerkebilir: Sıcak soğuk uyaranlara karşı hassasiyet Dokunma veya çiğnemede hassasiyet Dişte renk değişimi, şişlik
Modern tekniklerle ağrısız bir süreç sağlanabilir. Tedavi sonrası hassasiyet birkaç gün içerisinde azalarak geçmektedir.
Tedavi sonrası eğer kalan diş dokusu yeterliyse dolgu ile üst restorasyon yapılır. Gereken durumlarda ise özel fiberden yapılan postlarla üst yapı güçlendirilerek dolgu yapılır ve kaplama ile koruma altına alınır.
Diş taşları, bakteri kaynaklı plakların diş yüzeyinden uzaklaştırılamaması halinde oluşur. Dişlerde ortaya çıkan plak ilk başlarda yumuşak bir yapıdadır. Ancak tükürük ve çeşitli minerallerin çökelmesi ile sert bir forma bürünür.
En sık görülen diş eti hastalıkları arasında gingivitis ve periodontitis yer alır. Oluşan iltihaplanmadan sadece diş etlerinin etkilenmesi gingivitis olarak adlandırılırken, diş etinin altında yer alan kemiğin de etkilenmesi periodontitis olarak tanımlanır. Ayrıca bazı hastalarda gingivitisin tedavi edilmemesi hastalığın periodontitise dönüşmesine neden olabilir.
Kronik periodontitis, yetişkinlerde daha sık görülen ve genelde yavaş gelişen bir eriodontitis olarak tanımlanır. Diş eti hastalığına ait belirtiler dışında başka belirti göstermez. Bu yüzden göz ardı edildiği durumların çok fazla olduğunu söylemek doğru olur. Zamanla diş eti dokusunu yani kemiği destekleyen yapının yıkımına yol açar.
Diş etlerinde şişlik ve kanama gibi durumların görülmesinin nedeni diş eti hastalıklarıdır. Ayrıca diş eti hastalıklarında ağız kokusu, diş eti çekilmesi ve dişlerin yer değiştirmesi gibi belirtiler de görülür. Ancak en sık görülen belirtiler arasında diş eti kanaması yer alır.
Dişeti hastalığından korunmanın öncelikli koşulu ağızda ve dişlerde bakteri plağının oluşumunu engellemektir. Bu yüzden dişler düzenli olarak fırçalanmalı ve günlük ağız bakımına önem verilmelidir. Günlük ağız ve diş bakımı arasında yer alan uygulamalar diş fırçalama, diş ipi veya arayüz fırçası kullanımı ve antibakteriyel gargara kullanımı şeklindedir. Ayrıca düzenli olarak dişlerin uzman bir diş hekimi tarafından kontrol edilmesi de önem arz eder.
Diş etinde kök yüzeyin açıkta kalarak kök ucuna doğru çekilmesidir. Diş eti çekilmesi meydana gelen kişilerin dişlerinde hassasiyet, çürük ve estetik sorunlar oluşur.
Diş etlerinde meydana gelen çekilmenin ana nedeni diş eti hastalığıdır. Ayrıca diş eti hastalığı ile kemik dokuda kayıplar yaşanabilir. Bunun yanında dişlerin doğru fırçalanmaması da diş eti çekilmesinin nedenleri arasında yer alır. Sert ve çok fazla bastırarak diş fırçalamak diş etlerinin çekilmesinde etkili olur. Diğer yandan dişleri sıkma ve gıcırdatma da yine diş eti çekilmelerinin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar.
Diş eti çekilmesinde öncelikle çekilmenin neden kaynaklandığı saptanır ve daha sonra tedavi aşamasına geçilir. Bazı durumlarda diş eti çekilmesi ile ortaya çıkan kök yüzeyleri için cerrahi uygulamalar gerçekleştirilir.
Dişlerde hassasiyet oluşumunun başlıca nedenleri arasında diş eti hastalığı yer alır. Diş etlerinin çekilmesi ile açığa çıkan kök yüzeyler, sıcak, soğuk, ekşi, tatlı ve asitli gıdalar ve içeceklere karşı hassasiyet gösterir.
Ortodontik problemler; kalıtımsal nedenlerden ötürü olabileceği gibi çürükleri, erken diş çekimleri, kötü alışkanlıklar (parmak emme vb.) gibi sorunlardan da kaynaklanmaktadır.
Gömük dişleriniz varsa, dişlerinizde çapraşıklık ve kapanış sorunları görülüyorsa, ağızdan solunum yapıyorsanız, çocuklarınızda parmak emme ve tırnak yeme alışkanlıkları varsa, çiğnemede zorlanıyorsanız, alt ve üst Dişler kapatıldığında üst-alt yönde açıklık varsa, üst çene alttan daha darsa, dişler arasında boşluklar görülüyorsa, alt ya da üst çene diğerinden çok fazla önde ya da arkadaysa ortodonti uzmanı tarafından muayene edilmek gerekmektedir.dişleriniz hiç temas etmiyorsa ortodonti uzmanına başvurmanız gerekmektedir. Düzenli diş hekimi kontrolleriyle de ortodonti tedavisine ihtiyacınız olup olmadığı belirlenir.
Diş teli tedavisi sırasında diş yüzeylerine tel veya özel lastiklerle kuvvet uygulanır. Dişler, kuvvetin uygulandığı yönde hareket ederler. Hareket eden dişin önünde geçici bir süre için kemik dokusu yıkımı olur, hareketin aksi yönünde ise yeni kemik dokusu yapılır. Böylece yeni yerlerini alan dişler, yeni bir kemik yuvasına yerleşirler.
edavi gerektiren ortodontik sorunlara müdahale edilmezse dişlerdeki çapraşıklık ve iskeletsel bozuklular, çiğneme sorunları, çene kitlenmeleri ve eklem ağrıları, diş çürükleri, dişeti hastalıkları ileri boyutlarda olabilir. Diş kayıpları ve çene kitlenmeleri gibi ciddi problemlerle karşılaşılabilir.
Diş tellerinin takılmasından sonra ilk birkaç gün ağız içinde hafif tahriş ve sızı olabilir. Yemek yeme sırasında hafif ağrılar görülebilir. Ancak bu şikayetler en az 1 hafta içinde geçmektedir. Ağız içinin diş tellerine alışmasından sonra teller oldukça rahat kullanılır.
Dişler ömür boyu hareket ettiği için ortodontik tedavi bittikten sonra dişlerin eski pozisyonlarına dönmeye çalışması söz konusudur. Bu yüzden diş telleri çıkarıldıktan sonra pekiştirme tedavisinin uygulanması gerekir. Yaklaşık 8 – 12 ay sürecek olan pekiştirme tedavisi uygulanmaktadır.
Süt dişleri, çocuklarınızın düzgün konuşması ve çiğnemesi açısından önemlidir. Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Bu nedenle süt dişleri çıkmaya başladığında çocukların diş hekimine götürülmesi gerekir. Dişler tüm insanlar için yemek yeme, konuşma ve estetik nedeniyle önemlidir. Süt dişlerinin bu özellikler dışında en önemli görevi daimi dişler için sağlıklı bir ağız ortamı sağlamaktır. Kronik çürük problemi ya da erken diş kaybı daimi dişlerde yapısal bozukluklara neden olur. Ayrıca 13-14 yaşlarında tamamlanan daimi dişlerin çapraşık olmasının en önemli nedeni erken kaybedilen süt dişleridir. Ayrıca unutulmamalıdır ki hem süt hem de daimi dişler için diş çürükleri tedavi edilmediğinde ağrı ve apse oluşumuna neden olur. Ağrıyan dişleri olan hiç bir çocuk sağlıklı beslenemez. Uzun süre devam eden çürük problemleri çocuklarda bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve sık sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olur. Beslenme sorunları ve sık geçirilen enfeksiyonlar çocuklarda büyüme gelişimin olumsuz etkilenmesine neden olur.
Dişler tüm insanlar için yemek yeme, konuşma ve estetik nedeniyle önemlidir. Süt dişlerinin bu özellikler dışında en önemli görevi daimi dişler için sağlıklı bir ağız ortamı sağlamaktır. Kronik çürük problemi ya da erken diş kaybı daimi dişlerde yapısal bozukluklara neden olur. Ayrıca 13-14 yaşlarında tamamlanan daimi dişlerin çapraşık olmasının en önemli nedeni erken kaybedilen süt dişleridir. Ayrıca unutulmamalıdır ki hem süt hem de daimi dişler için diş çürükleri tedavi edilmediğinde ağrı ve apse oluşumuna neden olur. Ağrıyan dişleri olan hiç bir çocuk sağlıklı beslenemez. Uzun süre devam eden çürük problemleri çocuklarda bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve sık sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olur. Beslenme sorunları ve sık geçirilen enfeksiyonlar çocuklarda büyüme gelişimin olumsuz etkilenmesine neden olur.
Fissür örtücü uygulaması çok kısa sürede hastalar ağrı duymadan yapılan basit ve ucuz tedavilerdir. Bu tedaviler ileride bu dişlerde meydana gelebilecek çürük kaynaklı tüm ağrı, apse ve diş kaybı ihtimalini ciddi oranda azaltır. Bu nedenle çiğneyici yüzeylerinde derin oluklar (girintiler) bulunan dişler için fissür örtücü uygulanması doğru bir karardır.
Dişlerin aralarının etkili temizlenmemesi nedeniyle oluşabilecek çürüklerin önüne geçmenin yolu fissür örtücü uygulamaların yapılmasıdır. Fissür örtücüler, akıcı kıvamda oldukları için diş aralarını doldururlar ve çocuklarınızın dişlerini çürüklerden korurlar.
Çocuklarda 6. aydan itibaren yaş grubuna uygun macunlar kullanılabilir. Farklı yaş grubundaki çocuklar için macunların içerdiği flor dozları farklıdır bu nedenle doğru macun seçimi önemlidir. 7 yaşından itibaren çocuklar yetişkinler için uygun olan macunları kullanmaya başlayabilir.
Diş hekimi korkusu oluşmaması için çocukların diş ağrısı yaşamadan çocuk diş hekimi ile tanışması çok önemlidir. Oyun havasında geçen bir tanışma randevusu çocuk için diş kliniğini endişe kaynağı olmaktan uzaklaştırır. Ayrıca çocuk hastaların tüm diş tedavileri bu konuda uzman olan ve çocuklarla iletişim konusunda yetkin olan çocuk diş hekimleri tarafından gerçekleştirilmelidir. Çocukların ilk diş tedavilerinde yaşadıkları olumsuz tecrübelerin etkisi tüm yaşamı boyunca diş tedavileri ve diş hekimlerinden korkmasına neden olabilir. Böyle bir durumu yaşamamak için çocuklar hiç bir tedavi ve uygulama için zorlanmamalıdır.
İlk haftalar ağır ve hacimli olarak hissedeceğiniz protezlerinize alışmanız, ağız içi dokularınızın zaman içinde yeni protezinize uyum göstermesiyle daha kolay olacaktır. İlk zamanlarda takıp çıkartma esnasında zorluk yaşasanız da biraz pratikle bu aşılabilmektedir. Diş hekiminizin tavsiyelerini uygulayınız.
Günümüzde diş hekimliğindeki hızlı ilerlemelerle artık diş doğallığında protezler yapılmaktadır. Bunun için doğal dişlerin ışık geçirgenliğine çok yakın içinde altyapısında metal kullanılmayan empress (pres porselenler), zirkonyum, inseram, lamina ( laminate-yaprak porselenler-tırnak porselenler-Da vinci porselenleri vs.. ) porselenleri kullanılarak kaplamalar yapılmaktadır.
Hayır, size kullanımınız ile ilgili olarak gerekli bilgi verilecektir, fakat öncelikli olarak ilk başlarda sürekli olarak takmanız istenecektir. Bu durum geçici olarak rahatsızlık verse de, protezlerinize en kısa zamanda alışmanız ve hekiminizin gerekli düzenlemeleri yapması için doğru olan budur ve bu süre içinde protezinizin baskı yaptığı bölgeler olabilir ve buralarda vuruk sebebiyle beyaz alanlar oluşabilir, ağrı da yapabilirler. Bu durumda diş hekiminiz gerekli aşındırmaları yaparak protezlerinizi gece yatmadan çıkarmanız ve sadece gündüzleri takmanız istenecektir.Her gün özellikle geceleri protezleri takmak zorunda mıyım?: Hayır, size kullanımınız ile ilgili olarak gerekli bilgi verilecektir, fakat öncelikli olarak ilk başlarda sürekli olarak takmanız istenecektir. Bu durum geçici olarak rahatsızlık verse de, protezlerinize en kısa zamanda alışmanız ve hekiminizin gerekli düzenlemeleri yapması için doğru olan budur ve bu süre içinde protezinizin baskı yaptığı bölgeler olabilir ve buralarda vuruk sebebiyle beyaz alanlar oluşabilir, ağrı da yapabilirler. Bu durumda diş hekiminiz gerekli aşındırmaları yaparak protezlerinizi gece yatmadan çıkarmanız ve sadece gündüzleri takmanız istenecektir.
PROTETİK DİÅž TEDAVİSİ Günde iki defa protezlerinizi yıkamanız ve varsa kalan dişlerinizi fırçalamanız sizi diş ve dişeti problemlerinden koruyacaktır. Özellikle protezin kroşe vb. metal kısımları altında kalan kısımların daha dikkatli bir şekilde fırçalanması gerekir. Bu metal aksamların altında biriken plak vb. buradaki dişlerin çürümesine yol açabilir. Protezin muhafazası dikkat gerektirmektedir. Protezinizin bakımını yaparken onu bir havlu ve benzeri bir şeyin üzerinde kalacak şekilde olmasına dikkat etmek gerekir, çünkü düştüğü zaman kırılabilir ya da zarar görebilir. Protezinizin üzerine yediğiniz yemeklerden artıkların birikmemesi ve plak biriktirmemesi için düzenli olarak her gün onları fırçalamanız gerekir. Bu fırçalama işlemi ayrıca protezinizin üzerinde tabaka şeklinde renkleşme oluşmasını da engeller. Bu iş için en ideali protez için tasarlanmış fırçalarla, bulamazsanız ince ve küçük uçlu, yumuşak (soft) bir diş fırçası ile yapılmasıdır. Sert uçlu bir fırça kullanılırsa protezinize zarar verebilirsiniz. Protezlerinizi fırça ile temizlerken diş macunu yerine sabunlu su kullanmanız daha uygundur. Ev temizliğinde kullanılan bazı temizlik malzemelerinin (özellikle çamaşır suyu) kullanılması sakıncalıdır, bunlar içerdikleri aşındırıcılar ile protezinizin yüzey özelliklerinin bozarak cilalı yüzeylerinin çizilmesine ve daha çabuk renkleşmelere sebep olurlar. Protezinizin ağzınızda olmadığı sürelerde nemli bir ortamda muhafaza edilmesi gerekmektedir. Eğer açıkta bırakılırsa proteziniz formunu ve şeklini kaybedebilir ve ağzınızda durmayacak hale gelebilir. Özellikle geceleri protezinizin ağzınızda durmayıp ağız dokularınızın baskı görmeden kalmasını tavsiye ediyoruz fakat bu süreç esnasında protezlerinizin de su dolu bir kapta beklemesi gerekir. Diş hekiminiz aksini belirtmediği sürece protezlerinizi bu şekilde muhafaza etmeniz gerekir.
Zirkonyum tedavisi süresi aslında bir nebze hastaya bağlı olarak değişiklik gösterir. Hem hastanın ağız yapısına göre hem de dişlerin durumuna göre sürede değişiklikler olur. Özellikle diş çürüklerinde ya da sağlam dişlerin fazla olmasında diş üzerinde çeşitli işlemler yapılmalıdır.
Zirkonyum diş aşınmaya, kırılmaya ve çatlamaya oldukça dirençlidir. Zaten bu özelliği sayesinde hem diş hekimleri tarafından hem de hastalar tarafından oldukça fazla tercih edilir. Zirkonyum dişin uzun ömürlü olması da diş hekimleri tarafından tercih edilme nedenleri arasında yer alır.
Lamina tedavisi hastaların dişlerinin çok ince bir tabaka halinde törpülenmesi sonrasında yapılan kaplamaya verilen isimdir. İnsanların akıllarına çok farklı şeyler gelmesinden dolayı da lamina tedavisi nedir ve nasıl yapılır.
Lamina tedavisi her hastaya uygulanabilecek bir işlemdir. Ancak belli hastalar için istek haricinde bir ihtiyaç olmaktadır. Çünkü estetik görüntü kaybının oluşması ile kişilerin psikolojik anlamda çöküşlerin meydana gelmesine neden olmaktadır.